AB ile ilişkilerin onarılmaya ihtiyacı var

0
777
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu

İKV Başkanı Zeytinoğlu: “AB’de bazı çevrelerin müzakere sürecinin askıya alınması çağrıları Türkiye’yi bu zor dönemde yalnız bırakmaya yönelik. Bunun tam tersine asıl böyle zor günlerde Türkiye ve AB ilişkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç var.”

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu bugün yayımlanan Avrupa Komisyonu’nun 19. İlerleme Raporu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Zeytinoğlu, Türkiye’nin olağanüstü hal rejimi içinde olduğu bir dönemde yayınlanan raporun oldukça eleştirel olduğunu belirtti ve şunları söyledi:

“Bugün yayımlanan rapor 1998 yılından beri hazırlanan 19. Raporu oluşturuyor. Türkiye’nin katılım müzakerelerinin durağanlaşması nedeniyle ilerleme raporları uzunca bir süredir asıl amacı olması gereken Türkiye’yi AB’ye yakınlaştırma amacına hizmet etmiyor. Öte yandan AB çıpasına olan ihtiyacımız devam ediyor. İhracatımızın %44,5’ini yaptığımız, doğrudan yabancı yatırımların % 73’ünün kaynaklandığı ve hukuk sistemimiz, norm ve standartlar açısından model oluşturan AB, yaşadığımız ikili sorunlara ve AB’nin iç krizlerine rağmen önemini korumaktadır”.

“Raporda Türkiye’de 6 alanda gerilemeye işaret ediliyor. Ekonomideki kırılganlıklara da dikkat çekiliyor”

İKV Başkanı, rapordaki bazı önemli noktalara değindi ve bu konularda ilerleme sağlamanın Türkiye’de iç barış ve istikrar için de önemli olduğunu belirtti:

“Raporda 15 Temmuz darbe girişiminin demokratik kurumların işleyişine doğrudan bir saldırı olduğu not ediliyor ve temel haklar ve yargı bağımsızlığı üzerinde duruluyor. Türkiye’ye özellikle siyasi kriterler alanında önemli eleştiriler var. Geçmiş seneden farklı olarak ekonomik kriterlerde de geriye gidişten söz edilmiş, hukukun üstünlüğü ve ekonomi ilişkisi vurgulanmış ve ekonomideki belirsizliğin yatırım ortamını da olumsuz etkilediği ifade edilmiş. Geçen seneki raporda 3 alanda geriye gidiş olduğu belirtilmişti, bu sene ise raporun 14 yerinde geriye gidiş sözü geçiyor ve 6 temel alanda geriye gidiş olduğu not ediliyor. Bu alanlar: Kamu hizmeti ve insan kaynakları yönetimi, yargının bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, genel ekonomi ve iş ortamı, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü.

Bunun yanında Türkiye’nin AB için kilit bir partner olduğu belirtiliyor ve 18 Mart mülteci uzlaşısının uygulanmasındaki başarı ve bu sayede Türkiye’den Yunanistan’a yasadışı geçişlerin azalması takdirle anılan diğer bir bölümü oluşturuyor. Raporun AB müktesebatına uyuma ilişkin ölümünde Türkiye’nin bu alanda sınırlı da olsa ilerlemeye devam ettiği, özellikle şirketler hukuku, trans-Avrupa ağları, bilim ve araştırma ile malların serbest dolaşımı, fikri mülkiyet hukuku, mali hizmetler, girişimcilik ve sanayi politikası, tüketici ve sağlığın korunması, gümrük birliği, dış ilişkiler ve mali kontrol alanlarında iyi durumda olduğu belirtiliyor. Bunun yanında, kamu alımları, ulaştırma ve çevre gibi alanlarda Türkiye ve AB arasında önemli farklılıklar bulunduğu ifade ediliyor. Yargı ve temel haklarla ilgili 23. Fasılda son 1 yılda geriye gidiş olduğu belirtilirken, dolaşım ve göç konularını kapsayan adalet, özgürlük ve güvenlik alanı faslında AB ile mülteci işbirliğinin de etkisi ile iyi ilerleme olduğu belirtiliyor. AB Konseyince açılması Kıbrıs meselesi nedeniyle engellenen gümrük birliği ve dış ilişkiler gibi fasıllarda Türkiye’nin AB’ye hazırlıklı durumda olması müzakere sürecinin hızlandırılması halinde Türkiye’nin AB’ye uyumun çok daha hızlanacağını da ortaya koymakta.

Rapordaki eleştiri ve önerileri Türkiye olarak, AB normlarına uyum sürecinde fırsata dönüştürmemiz gerekiyor.

“AB Müzakereleri ve Gümrük Birliğinin Güncellenmesi Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağından Çıkmasını Sağlayacak; Gümrük birliğinin revizyonu 12.5 milyar avroluk gelir artışına yol açacak”

İKV Başkanı Zeytinoğlu raporda, gümrük birliğinin güncellenmesi süreci ile ilgili olarak müzakere çerçevesinin bu sene sonunda Konseye sunulacağının da belirtildiğini söyledi ve üyelik müzakerelerinin yanında, bu sürecin de Türkiye üzerinde dönüştürücü bir etki yapabileceğini ve orta gelir tuzağından çıkabilmek için gerekli ivmeyi yaratacağını vurguladı:

“Türkiye için AB kriterleri ve AB değerleri reformlar için çıpa olma özelliğini korumalı. AB öyle istediği için değil, halkımızın iyiliğine olduğu için böyle olması gerektiğini söylüyoruz. Kopenhag kriterleri Türk halkının yaşam kalitesini yükseltecek ve Türkiye’nin her anlamda lig atlamasını sağlayacak ipuçlarını içeriyor. Bu yüzden dikkate alınması gerekiyor. AB müzakere sürecinin yanında gümrük birliğinin güncellenmesi süreci de Türkiye’nin AB iç pazarına dahil olarak sanayi, hizmetler ve tarım sektörlerini geliştirmesi, ticaretini artırarak küresel değer zincirlerinde üst sıralara yükselmesini ve milli gelirin artmasını sağlayacak. Yapılan araştırmalara göre, gümrük birliğinin hizmetler, tarım ve kamu alımlarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi Türkiye için % 1,44 oranında reel GSYİH artışına ve yaklaşık 12 milyar avroluk gelir artışına yol açacak. Yani bugün konuştuğumuz orta gelir tuzağından kurtulmak ve 20.000 dolarlık kişi başına düşen milli gelir seviyelerine yaklaşmak için AB çıpası şart.”

AB’nin üye devletlere getirdiği kazanımlara da değinen Zeytinoğlu, üyelik hedefi saklı kalmak kaydıyla gümrük birliğinin güncellenmesi ile Türkiye’nin AB İç Pazarına uyum sağlaması gerekeceğini ve Türk üretici ve ticaret erbabının İç Pazarda faaliyette bulunabileceğini belirtti:

“İspanya AB’ye üye olduğu tarihi izleyen ilk 20 yıl içinde kişi başına düşen milli gelirini AB ortalamasının %71’inden %90’ına çıkardı ve toplamda % 64,6’lık bir GSYİH artışı elde etti. 2004 yılında AB üyesi olan Polonya ise, ilk on yılda GSYİH’sını % 48,7 oranında büyüttü. Bu çarpıcı rakamlar kişi başına düşen 25.000 avroluk geliri ile dünyanın en büyük ve en açık ekonomisi olmaya devam eden AB’nin Türkiye için de öncelikli hedef olmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu bağlamda müzakerelerin hızlanması AB normlarına uyumu da hızlandıracak. Bunun yanında, gümrük birliğinin güncellenmesi Türkiye’nin üye olmasa dahi AB iç pazarına erişimini sağlayacak ve bu Pazarın norm ve standartlarına uyumlu üretim ve ticaret yapan bir ülke olarak lig atlamasına vesile olacak”.

“Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu zor dönemde AB perspektifinin sürdürülmesi daha da önemli ”

Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bu zor dönemde terörle mücadelesine AB’nin destek vermesinin önemine değinen Zeytinoğlu, sorunların çözümünde AB norm ve değerlerinin dikkate alınmasının önemini vurguladı. Zeytinoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’nin gerek Suriye ve Irak’taki savaş gerekse terör tehdidi sebebiyle zor bir dönemden geçtiği bugünlerde AB ile ilişkileri her zamankinden daha fazla önem taşıyor. AB’de bazı çevrelerin müzakere sürecinin askıya alınması çağrıları Türkiye’yi bu zor dönemde yalnız bırakmaya yönelik. Bunun tam tersine asıl böyle zor günlerde Türkiye ve AB ilişkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç var. Avrupalı dostlarımız unutmamalı ki, Türkiye terör, radikalizm, yasadışı göç gibi tehditlerin AB’ye sirayet etmesini uyguladığı aktif politikalarla engelleyerek, Avrupa’nın güvenliği açısından kritik bir rol oynuyor. Bu bağlamda, müzakere sürecindeki tıkanıklığın aşılması, katılım hedefinin teyit edilmesi ve karşılıklı işbirliği ve iletişimin güçlendirilmesi AB’nin Türkiye’deki gidişatı olumlu olarak etkilemesine yol açabilir”.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz