Türkiye’nin gastronomik geleceği İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde tartışıldı.
“Turizmin Sigortası: Gastronomi” paneli, İstanbul Bilgi Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu ile Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) işbirliğinde, santralistanbul Kampüsü’nde düzenlendi. BİLGİ Turizm ve Gastronomi kulüplerinin organizasyonunda, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun moderatörlüğüyle gerçekleştirilen panelde, Türkiye’deki gastronomi turizmi potansiyeli ve zengin bir mirasa sahip Türk mutfağının yerli ve yabancı turistlerle buluşturulmasının yolları mercek altına alındı.
Panelde, gastronomi eğitiminin ve alanında donanımlı, sorumluluk sahibi, ülkesindeki zenginliklerin farkında şefler yetiştirilmesinin önemini vurgulayan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dilistan Shipman, “Amacımız değerlerine bağlı, ülkesinin her köşesindeki çeşitliliğe, lezzetlere hakim olarak yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz aracılığıyla Türk mutfağının dünyaya açılması. Burada da eğitime ve gençlere yapılacak yatırımların gerekliliği ön plana çıkıyor“ şeklinde konuştu.
Anadolu lezzetleri yeterince bilinmiyor
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, dünyada eşi benzeri olmayan yerel lezzetlerimizin tanıtılmasının önemine vurgu yaparak, Türkiye lezzet haritasının ve kalite standartlarının oluşturulması gerektiğini belirtti. Türkiye’de gastronomi turizminin yeterince gelişmediğini belirten Boztepe, bu durumu Anadolu lezzetlerinin yeterince bilinmemesine ve bu güne kadar etkin bir şekilde tanıtılmamasına bağladı.
“Türkiye bir gastronomi durağı haline getirilebilir”
Yeme İçme Profesyonelleri Derneği Başkanı Necdet Koç ise İspanya’da hayata geçirilen “Tasting Spain” hareketini örnek göstererek, bu hareket sayesinde ülkedeki gastronomi turizminin yaşadığı büyük değişimi anlattı. Konuyla ilgili olarak Koç şunları söyledi: “2011 yılında 56 milyon 400 bin turistin, 5 milyonunun İspanya’yı gastronomi deneyimi amacıyla ziyaret ettiği görülüyor. 2015 yılında ise gastronomi turizmi amacıyla yapılan ziyaretlerin sayısı 7,2 milyona yükseliyor. Ülkenin toplam gelirinin yüzde 7,9’u sadece yeme içme sektörü ve tarım gelirlerinden sağlanıyor. Ülkemizde de eğitim ve pazarlama sorunlarının aşılması ve kamu desteğinin sağlanması ile Türkiye bir gastronomi durağı haline getirilebilir. Türk mutfağının dünyaya açılmasıyla, kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğinin sağlamasının yanı sıra ülke ekonomisine de büyük getiri sağlanabilir.”
Gazeteci yazar Nedim Atilla ise, “Türkiye’de gastronomi turizminin, canlı tutularak, yerli ve yabancı pazarlarda tanıtılmasının yolu, yerel tatların kıymetinin bilinerek, çeşitliliğinin korunması ve bu zenginliğin önemi hakkında kamuda bir farkındalığın yaratılmasından geçiyor. Bu da ancak gastronomi seyahatlerinin artırılması ve yerel zenginliklerin, kaybolmak üzere olan yiyeceklerin yeryüzü pazarlarında tüketiciyle buluşturulmasıyla mümkün” dedi.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı Kerem Köfteoğlu ise konuyla ilgili, “Türkiye’de 2015 yılında gastronomi alanında yapılan toplam haber sayısı 12.422 iken, 2016’da ise bu sayının 31.315’e çıktığı görülüyor. Bu da bu alandaki farkındalığın her geçen yıl arttığını gösteriyor. Türk mutfağının dünyaya açılabilmesi için öncelikle bir envanter çıkarılması gerekiyor, ardından ise çatı görevi görecek, bu alanda çalışmalar yapan tüm kurumları bir araya getirecek bir federasyon kurulmalı” şeklinde konuştu.