Türkiye’nin tarım kıskacı içine girdiğini belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu’nda yer almasına rağmen, milli gelirin yüzde biri oranında teşvikin çiftçiye verilmediğini savundu.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Silivri’de Trakya Bölgesi’ndeki tarımla ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından düzenlenen “Trakya Tarımının Sorunları ve CHP’nin Çözümleri” toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, üreticilerle bir araya gelerek onların dertlerini ve kendilerine yönelik eleştirilerini dinlediklerini söyledi.
Trakya’nın tarım toprakları tehdit altında
Trakya’nın birinci sınıf tarım arazileriyle zenginleştiğini ancak tarım ürünleri ve tarım topraklarının tehdit altında olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu konuda konuşan herkesin kaygısının “Trakya’nın tarımı ne olacak, Trakya gelecekte ne olacak”ta birleştiğini ifade etti.
Bu kaygıların giderilmesinin politikacıların elinde olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sorunların akıl, birikim ve deneyimle, demokratik bir ortamda çözülmesi gerektiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, kendisine, çiftçinin ektiği ürünün karşılığını alamadığı, fiyatta sorun olmadığı ancak girdi fiyatlarında sorun yaşandığı şeklinde sorunların aktarıldığını ifade ederek, girdi fiyatları yüksek olduğunda çiftçinin sattığı ürünün karşılığını yeterince alamadığını ve ürünü ekmekten vazgeçtiğini dile getirdi.
Soru sorup, sorgulayamıyorsak demokrasiyi güçlendiremeyiz
Türkiye’de bugün her şeyin üretildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları anlattı:
“Üreten kişinin alın terinin karşılığını veriyor muyuz? Çiftçi elbette desteklensin. Kendi çiftçisini desteklemeyen dünyada herhangi bir ülke var mı? Yok. Tarım stratejik bir alandır. Yani hiç bir ülkenin vazgeçmediği bir alandır. Bugün Dünya Gıda Günü. Bütün ülkeler için tarım stratejik bir alandır. Stratejik alanı güçlendirmemiz gerekiyor. Dünyada milyarlarca kişi aç, karnının doyurulması lazım. Nasıl doyuracağız? Doğal açıdan bu kadar zengin bir ülke nasıl oluyor da pirincini üretmek yerine önemli bir kısmını ithal ediyor. Niçin? Neden buğday, fasulye, saman, canlı hayvan ithal ediyoruz. Caddelerimizi yeşillendirmek için neden yurt dışından ağaç ithal ediyoruz. Ormanımız mı yok? Bu soruları kendimize sormadan çıkış yolunu bulmayız. Soru sormasını ve sorgulamasını öğreneceğiz. Soru sorup, sorgulayamıyorsak demokrasiyi güçlendiremeyiz.”
Kemal Kılıçdaroğlu, sorunların halkın iktidara getirdiği partilerle çözüleceğini belirterek, “Hem ağlayacaksınız, hem oy vereceksiniz. Kusura bakmayın ama ağlamaya o zaman kimsenin hakkı yok.” dedi.
Seçim öncesi çiftçiye yönelik verdikleri vaatlere ilk olarak “Parayı nereden bulacaksınız?” diye tepki gösterildiğini, şimdi ise hükümet tarafından alınarak uygulanmaya çalışıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Demek ki CHP kılı kırk yararak hesabını yapmış ve vaatleri de doğru. Şimdi mazotun fiyatını yarı yarıya indireceğiz’ diyor. Demek ki para varmış, demek ki indirilebilirmiş. Çiftçinin traktörüne de ÖTV’siz, KDV’siz mazot verebilirsin. 14 yıl sonra muhalefet söyleyince mi uyandın. Bizim size anlattığımız vadettiğimiz her şeyin bütün ayrıntılarına kadar düşünülerek oluşturulduğunu kabul edin. Ben eski bir maliyeciyim. Her konuda mütevazi olabilirim ama devlet yönetiminde, verdiğim rakamlarda asla mütevazı olmam. Bu konuyu devlette 20 kişi biliyorsa, o 20 kişiden biri de benim. Ürettiğimiz ürünün karşılığını alacağız ama sağlıklı bir ürün planlamasıyla.” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, havza bazında üretim yapılması konusunu da yıllardır söylediklerini anlattı.
Türkiye tarım kıskacı içine girdi
Kılıçdaroğlu, devasa Türkiye’nin tarım kıskacı içine girdiğini, bu ayıbın ülkeyi yönetenlerin ayıbı olduğunu ve herkesin bunu görmesi gerektiğini söyledi.
Büyük tarım işletmelerine teşvik verildiğini ancak küçük tarım işletmelerinin görmezden gelindiğini belirten Kılıçdaroğlu, işin sosyal yönü düşünülmeden bir ülkede planlama yapılamayacağını, sosyal bir devlette planlamanın insan odaklı yapılabileceğini aktardı.
Hollanda, Fransa, Almanya, ABD’de aile bazında tarım işletmelerinin bulunduğunu ve teşvik edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, kentteki her türlü imkanın o köyde yer aldığını, dolayısıyla tarım üreticisinin kentin varoşlarında yaşamayıp, betona da teslim olmadığını dile getirdi.
Aile işletmeciliğinin öldürülmesinin bilinçli bir politika olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Çünkü uluslararası tekellere meydan açmak istiyorlar. İçtiğimiz sigaralardan, tütünlerden, ilaçlardan belli değil mi? Biz uluslararası tekellere baş kaldıracağımıza, teslim olan bir irade var. Bu irade olduğu sürece Türk tarımı gelişemez.” diye konuştu.
Böyle bir anlayışla Türkiye yönetilemez
Tarım Kanunu’nda yer almasına rağmen, milli gelirin yüzde biri oranında teşvikin çiftçiye verilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ziraat odalarına sık sık çağrı yaparım. Dedim ki yüzde bir teşvik sizin hakkınız, kanun bunu öngörmüş. Yüzde bir size verilmiyorsa hükümeti, bakanlığı dava edin. Dava eden var mı? Yok. Niçin korkuyor vatandaş? ’Dava edersem beni de Silivri’ye atarlar mı, hapse atarlar mı, FETÖ’cü ilan ederler mi?’ Böyle bir anlayışla Türkiye yönetilemez. Parlamentonun öngördüğü teşviki siyasi iktidar vermiyorsa, size düşen tek görev vardır. ’Sen bana yasal hakkımı vermedin, ben seni değiştireceğim’ dersiniz. Bunu demezseniz ’sırtımıza bindiler, bizi eziyorlar, ben ezilmeye mahkumum’ diyeceksiniz.”
Trakya’nın, tarımın başkenti sayılabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, birinci sınıf tarım arazilerinin, herkesin gözünü diktiği araziler olduğunu ifade etti.
Organik tarım yapanın özel olarak ve daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Göreceksiniz, eğer önlem alınmazsa önümüzdeki süreç içinde tarımı ve çiftiyi hep beraber yok edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İktidara geldiklerinde her köye mutlaka bir ziraat mühendisi gideceğini ve çiftinin emrinde olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, çiftinin yeni ürünleri, modern tarımı öğrenmesini gerektiğinin altını çizdi.
Hayvancılık yapılan bölgelerde de devletin veterinerinin olacağını belirten Kılıçdaroğlu, bunun da istihdamı ve üretimi arttıracağını söyledi.