Somon, sardalye gibi yağlı balıklarda bulunan Omega- 3 yağı diyabet riskini arttırıyor mu? Fransa’da bu konu üzerine yapılan ve dünya basınında gündeme gelen bir araştırmayı mercek altına Sabri Ülker Vakfı, Omega- 3 yağının diyabet riskini arttırdığı yönünde basında yer alan başlıkların, araştırma sonuçlarını ve bilimsel bilgiyi ne kadar yansıttığını, yine haberlere konu olan araştırmaya dair bilimsel verilerle ortaya koydu.
Ulusal ve uluslararası basında diyabet ve beslenme alışkanlıkları arasındaki ilişkiyle ilgili pek çok araştırma yayınlanıyor. İnternet taramalarında karşımıza kolaylıkla çıkan bu haberler, araştırmaların sadece bir bölümüne odaklanıyor ve ortaya yanıltıcı bilgiler çıkabiliyor. Bu bilgi kirliliğini önlemek amacıyla “Bilim Bunu Konuşuyor” bültenleriyle sağlık ve beslenme konularında kamuoyuna yansıyan içerikleri uluslararası referans kurumların verilerine göre yorumlayarak anlaşılır bir dille toplumla paylaşan Sabri Ülker Vakfı, Fransa’da son dönemde yapılan bir araştırmayı mercek altına aldı.
Somon, sardalye gibi yağlı balıklarda bulunan Omega-3 yağının diyabet riskini arttırdığı yönündeki haberlerle gündeme gelen araştırma, aslında hangi bulguları ortaya koyuyor?
Yağ asitlerinin tüketimi ile tip 2 diyabet arasında nedensellik ilişkisi çok az
Fransa’da 1993 yılında başlayan araştırma kapsamında, diyabet olmayan 71.334 kadın, 14 yıl boyunca takip altına alındı. Bu araştırmanın sonuçlarıyla Omega-3 değeri yüksek, çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA) tüketimiyle Tip 2 diyabet riski arasında pozitif bir ilişki ortaya konuldu. Yağ asidi grupları ve Beden Kitle Indeksi (BKI)’ne ilişkin çelişkili durum ise % 26 oranındaki bir risk artışıydı. Araştırma sonuçlarına göre; yağ asidini çok tüketen kadınların (günde 1,6 gramdan daha çok tüketen %33’lük grup) Tip 2 diyabete yakalanma riski, yağ asidini az tüketen %33’lük gruba (günde 1,3 gramdan daha az) kıyasla % 26 yükseldi.
BKI’ye göre değerlendirildiğinde ise, normal kilodaki kadınların Tip 2 diyabete yakalanma riski belirgin ölçüde daha yüksek bulundu.
Çoklu doymamış yağ asidi (PUFA) değerleri daha yakından incelendiğinde ise “normal” veya “fazla kilolu” kadınlar arasında da farklılıklar olduğu belirlendi. Yüksek düzeydeki alfa linolenik asidin (ALA-bitkisel omega 3) “fazla kilolu” olarak değerlendirilen kadınlarda riski artırdığı görülürken, dokosapentaenoik asit (DPA) ve araşidonik asit (AA) her iki grubu da etkiledi.
Uluslararası basına yansıyan haberler, Tip 2 diyabete yakalanma riskini balık tüketimiyle ilişkilendirmiş olsa da araştırma sonuçları DPA’nın (omega 3 yağ asidi) ana kaynaklarının yağ (%31,3) ve balık/deniz ürünleri (%22,6) olmakla birlikte ana AA kaynaklarını, et (%42,7), balık/deniz ürünleri (%10,7), ve yumurta (%9,7) olarak ortaya koymakta.
Aslına bakılacak olursa, araştırmada yağ asitlerinin tüketimi ile tip 2 diyabet arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi tespit edilmemiş, gözle görülür bir ilişkiyi gerektiren sonuçlara ulaşılması için gerekli düşük güven aralıkları 1’e çok yakın olduğu için risk artışı neredeyse yok sayılacak düzeyde bulunmuştur.
Görülen düşük seviyedeki etkinin ise farklı bulgulardan kaynaklanıyor olabileceği ya da toplanan bilgilerden kaynaklanan yanlışlıklar olabileceği belirtilirken, araştırmanın sadece kadınlar üzerinde yapılmış olması da bulguların geneli kapsamadığını göstermektedir.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) Ne Diyor?
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), çoklu doymamış yağ asidi (PUFA) alımının faydalarıyla ilgili iddialar üzerine bir takım bilimsel değerlendirmelerde bulunmuştur. Otorite, kan basıncı ve trigliserit seviyelerinin beklenen etkilerini belirli ölçüde gerçekleştirmek için günlük 2 gram ve 4 gram EPA ve DHA (omega 3 yağ asitleri) alınması gerektiği sonucuna varmıştır. Normal kalp fonksiyonun sürdürülmesi içinse günde 250 miligram alınması yeterlidir. EFSA beslenme referans değeri olarak günlük 250 mg alınmasının, sağlıklı yetişkin ve çocuklar arasında kalp damar sağlığının korunması bakımından yeterli olduğunu belirtmektedir.