Bakan Çelik, Trakya’da milli tarım projesini anlattı

0
866
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, tarımda yeni bir modele geçileceğini belirterek “Bunlardan birincisi havza bazlı destekleme modeline geçiyoruz, ikincisi ise hayvancılık destekleme modelinde yerli üretime dayalı bir destekleme modeline geçiyoruz. Bunlara birden milli tarım projesi diyoruz.” dedi.

Bakan Çelik, Ramada Otel’de düzenlenen Trakya Bölgesi Tarım Sektörü Ortak Akıl Toplantısında yaptığı konuşmada, bakan olduktan hemen sonra Türkiye’nin 7 bölgesinde çok önemli toplantılar gerçekleştirdiklerini söyledi.

Eli nasırlı çiftçilerin, üreticilerin beklentilerini kendilerinden dinlemek, gıda, tarım ve hayvancılık sektöründeki sorunların tespiti ve çözümü için bu toplantıların önemli olduğunu vurgulayan Çelik, “Sorunlara birlikte çözüm bulalım diye, ben anlayışıyla değil biz anlayışıyla geleceğimizi inşa edelim diye bu toplantıları gerçekleştiriyoruz. ‘Ben bilirim’. Hayır arkadaş sen bilmezsin, ne olursan ol, allameicihan da olsan. Ama bu salonu dolduran insanların bu ortak akıl çerçevesinde ortaya koydukları tespitleri, yaşanmışlıkları dikkate alırsanız, işte ‘biz anlayışı’yla çok daha bereketli, çok daha doğru bir yol izleriz anlayışıyla bu toplantıları gerçekleştiriyoruz.” diye konuştu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Tekirdağ'da düzenlenen Trakya Bölgesi Tarım Sektörü Ortak Akıl Toplantısına katıldı. Bakan Çelik, toplantıda bir konuşma yaptı. ( Emrah Gökmen - Anadolu Ajansı )
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Tekirdağ’da düzenlenen Trakya Bölgesi Tarım Sektörü Ortak Akıl Toplantısına katıldı. Bakan Çelik, toplantıda bir konuşma yaptı. ( Emrah Gökmen – Anadolu Ajansı )

“Dünyada tarım alanında gidişat iyi değil”

Faruk Çelik, tarımın artık dünyada çok önemli olduğunu, Trakya’nın tarımda milli hasılaya 9,7 milyar ve ihracata 200 milyon dolar katkı sağladığını açıkladı.

Dünyada tarım alanında gidişatın iyi olmadığını vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

”Ülkemizde 24 milyon hektarlık tarıma elverişli arazi var, 32,5 milyon parselimiz var. ‘Toplulaştırma ve sulama aciliyetlerimiz var’ diyor valimiz. Bu iki konu da hem Trakya için hem Türkiye için önemli. Biz toprağı suyla buluşturamadığımız zaman ciddi şekilde ürün kayıplarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Toplulaştırmada siz neredeyse yarı yarıya, 32,5 milyon parsel sahibi olursanız ve işletme başına düşen 60 dekar arazimizde, her işletmeye 60 dekar arazi düşüyor. Oysa normalde bizim ayardaki ülkeler için 525 dekar düşerken, bizde 60 dekar düşüyor. Böyle parçalı bir tablodan sağlıklı bir verim elde etmek mümkün değil. İşte bu çerçevede 7 bölgede yaptığımız toplantı ve bugün Trakya bünyesinde yaptığımız toplantılardan, bir özet çıkacak. Özelde Trakya ilgili söylenecekleri bugün alacağız. Ama genelde aldıklarımız çerçevesinde, bakanlık yaşadığımız 15 Temmuz’lar ve bunun gibi bin bir türlü sıkıntıya rağmen, gece demeden, gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürdük ve iki konuda kararımızı almış bulunuyoruz. Bunlardan birincisi havza bazlı destekleme modeline geçiyoruz, ikincisi ise hayvancılık destekleme modelinde ithalata dayalı bir destekleme değil, yerli üretime dayalı bir destekleme modeline geçiyoruz. Bunlara birden milli tarım projesi diyoruz. Bugüne kadar gelirken birçok başarılara imza attıktan sonra yaptığımız düzenlemelerle bu iki alanda da inşallah önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiş olacağız.”

trakya_bolge_toplantisi

“Neyi ne kadar ekeceğiz, bunun düzenlemesini yapacağız”

Süte müdahale ettiklerini ve bu durumun üreticiye yaradığını aktaran Çelik, gelecek dönemde de bunun süreceğini kaydetti.

Bakan Çelik, sütle ilgili gidişatın Et ve Süt Kurumunun gözetim ve denetimi altında olacağını belirterek, sütün istenilen kaliteye ulaşması için yapılması gerekenlerin olduğunu vurguladı. Bu konuda kalitenin yakalanacağını, havza bazlı üretimle neyin, nerede, ne kadar ekileceğinin belirleneceğini dile getiren Çelik, “Bunları niye getiriyoruz? Üreticimiz boşa kürek çekmesin, ektim bu sene para etmedi. Etmedi çünkü planlama yok. Yani benim 100 kilogram patatese ihtiyacım var diyelim, 200 kilogram patates alıyorum. Ne oldu? Fiyat düştü. Bu sefer 50 kilo oldu. Ne oldu? Fiyat yükseldi. Seneye hep beraber ekelim, 500 kilo oluyor. 100 kiloya ihtiyaç var, 400 kilo kaldı. Ne kadar patatese ihtiyacımız varsa, onu karşılayacak alanlarda düzenlemeyi yaptık.” dedi.

Meralarla ilgili yasal düzenlemeyi yaptıklarını hatırlatan Çelik, ”Kim hayvancılık yapacaksa, ‘mera ıslah et verdim gitti.’ Vereceğiz kardeşim. Şimdi A’dan Z’ye bir çiftçi gözüyle sizi siz gibi yaşayarak, olayları arkadaşlarımızla beraber baktığımızda, nerede bir engel var, o engeli kaldıracağız. O engeller kalkınca, ülkede hayvancılığın ve tarımın daha üst seviyelere çıkmasında hiçbir engel yoktur. Biz çok güzel hedefler koymuşuz, geldiğimiz noktalar da çok güzel.147 milyar liraya gelmiş tarımsal hasılamız. Ne kadar güzel ama hedef koymuşuz, 150 milyar dolar. Tarımsal hasıla yani 450 milyar liralık bir hedef koyuyorsunuz. Arkasından ihracat 40 milyar dolar demişiz. Şu anda ihracatımız 17 milyar. Cumhuriyetin 100. yılında ulaşmak için bir karış toprağın dahi zayi edilmemesi gerekmektedir. Bunu sağlamak için de büyük bir dayanışma sergilememiz gerekiyor.” diye konuştu.

Bakan Çelik, toplantı öncesi yöresel ürünlerin bulunduğu stantları gezdi. ( Emrah Gökmen - Anadolu Ajansı )
Bakan Çelik, toplantı öncesi yöresel ürünlerin bulunduğu stantları gezdi. ( Emrah Gökmen – Anadolu Ajansı )

“5 milyon tonluk lisanslı depo”

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, lisanslı depoculuğun önemli olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bununla ne yapacağız? Sağlıklı bir depolama gerçekleşecek, arz-talep dengesinde fiyat istikrarı olacak. Uygun şartlarda kredi imkânları olacak. Dilediği zaman üretici ürününü satma imkânı elde edecek. Ne zaman uygun bulursa, o zaman satacak. Bu altyapıyı, depoları oluşturmadan ürün borsasına geçme şansınız yok. Şimdi biz, bir milyon tonun ihalesini yaptık. Trakya da var işin içinde, hızlı bir şekilde 5 milyon tona çıkaracağız bunu. Şu anda 681 bin tonluk lisanslı depomuz var. Hızlı bir şekilde bu depoları bir yıl içerisinde tamamlayacağız, böyle bir lisanslı depo altyapısı tamamlandığında, Gümrük Bakanlığımızla çalışmamızı sürdürüyoruz, ürün borsasına geçtiğimiz an, üretici ürününü güvenli bir yere verecek. Dilediği zamanda dilediği kadar ürünü, kâğıdı vasıtasıyla satacak. Artık babadan kalma bir tarım ve hayvancılık anlayışıyla yolumuza devam edemeyiz, çağın gerekleri neyse, teknolojik imkânlar neyse, makine ekipman neyse, bunların tümünü kullanacağız. Bilimsel veriler çerçevesinde, üniversitelerin de rehberliğinde, hep beraber inşallah yürüyüşümüzü gerçekleştirmiş olacağız.”

bakan_celik_trakya

“Türkiye, kendisiyle uğraşanlara pabuç bırakmayacak”

Bakan Çelik konuşmasında Suriye, terör ve 15 Temmuz kalkışmasına yönelik değerlendirmelerde de bulundu. Türkiye’nin çok ciddi sorunlarının olduğunu belirten Çelik, şunları söyledi:

“İç ve dış düşmanlar Türkiye’nin özgür, bağımsız yürüyüşüyle, bölgede söz sahibi olan, bölgede kendisine plan yapılan değil plan yapan ve kendisine istikamet çizen bir ülke olmasını istemiyor. Onun için Türkiye’yle uğraşıyorlar, uğraşacaklar. Türkiye’yi hareket alanı kısaltılmış, içeride sorunlarla baş başa kalmış bir ülke haline getirmek istiyorlar. Bunu herkes bilsin ki bu toplantı vesilesiyle bir kez daha ifade ediyoruz, Türkiye bunlara pabuç bırakmayacak. Bunu bilmemiz gerekiyor. ‘Ne zaman teslim olursunuz?’ ‘Buyrun efendim emredersiniz, biz sizin dediklerinizi yapmaya hazırız’ gibi bir anlayışı sergilerseniz problem yok. Ama hayır, biz böyle köklü bir milletiz ve bizim geçmişimiz var, Türkiye Cumhuriyeti var, şanlı şerefli Osmanlı Devleti̇ var, Selçuklu var, binlerce yıla dayanan onlarca devlet kurmuş bir milletiz. Biz sıradan bir millet değiliz şeklinde bir duruş sergilediğimiz zaman karşınıza birileri dikiliyor ve planlarını uyguluyorlar.”

Çelik, terörün küreselleşen bir sorun haline geldiğini aktararak, “Şimdi terörün küreselleştiğini hep beraber izliyoruz. Ve bu konuda atılan adımları, özellikle bölgemizde atılan adımları da ibretle izlediğiniz kanaatindeyim. Bir terör örgütünü meşrulaştırmak için bir başka terör örgütüne işgal yaptırılıyor. Şimdi bir terör örgütü var çok kötü diyorlar, öbürü de terör örgütü. Birincisine işgal yaptırılıyor öbürü geliyor işgalden memleketi, o bölgeyi kurtarıyor. Sonra işgalden kurtarılan, terör örgütü olmaktan sanki çıkıyor. Bu da katil, değişen bir şey yok. Al birini vur ötekine ama oyun başka bir oyun.” ifadesini kullandı.

”Bölgede kimse fason tabela asamayacak”

Milletin her şeyin farkında olduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

”Bölgede kimse fason mason tabela asamayacak. Yani Suriye mi? Eyvallah, toprak bütünlüğünden yanayız. Irak mı? Eyvallah, toprak bütünlüğünden yanayız. Bu ülkeleri biz tanıyoruz, o ülkelerle komşu olarak yaşadık, yaşamaya da varız. Ama orada aslı astarı olmayan fason tabelalar asarak Türkiye’nin geleceği ile ilgili oynamaya birileri kalkıyorlarsa Türkiye ne yapacağını bilen bir devlettir. Gereğini yapıyor, yapmaya da devam edecek, bunu da dost, düşman herkes bilsin.”

Çanakkale ruhuna değinen Çelik, sıradan değil, 7 düvele karşı nasıl durulduğunu bilen bir millet olarak savaş, çatışma istemediklerini ama 79 milyonun ufkunu daraltmaya kalkanlara karşı tarihte çok güzel örnekler verildiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:

”Şimdi son yaşadığımız olay çok daha feci bir olaydı. İhaneti, dışarıdakilerini biliyoruz da ihanetin içeridekilerini… Çok feci ihanetler, şeytanın bile aklına gelmeyecek ihaneti yaşadık 15 Temmuz’da. Yani şeytan, şeytanlığından vazgeçmiştir daha büyük şeytanlar var diye. Böyle bir şey olabilir mi? Memleketin uçağı, helikopteri, tankı, topu ile memleketin en güzide kurumları üzerine saldıracaksınız. Tabi siz Tekirdağ’da, Çanakkale, Edirne, Kırklareli’ndeyiniz, bilemediniz. Ankara’da olsaydınız da MİT’in bombalandığını görseydiniz, Meclis’in bombalandığını gece görseydiniz. O uçakların 100 metre yukarıda uçtuğunu görseydiniz. Ne korkunç sahnelerdi. Bu ülkenin insanı, bu ülkede vergiyle yetişmiş olan bir subay, pilot, böyle bir şey yapabilir mi? Ne yazık ki bu ihaneti gördük. Milletimize şükran borçluyuz. Milletimiz o gün, o gece görevini hakkıyla yaptı. Müteşekkiriz milletimize ve şehitlerimize de rahmet diliyoruz. Allah onlardan razı olsun, gazilerimizden razı olsun temennisinde bulunuyoruz.”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz