Makarnanın doğal, sağlıklı ve besleyici bir besin olduğunu vurgulayan Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, tüketicilerin beslenme ve sağlık konularında bilinçlenmesiyle birlikte makarnaya olan rağbetin de arttığını ifade etti.
Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, evrensel bir gıda olan makarnanın her kesime hitap ettiğini belirtti. Makarnanın, ‘7’den 70’e her yaştan, her gelir grubundan insanın severek tükettiği, binlerce farklı çeşidiyle dünya mutfaklarında yerini almış bir ürün’ olduğuna dikkat çeken Külahçıoğlu; “En önemli özelliklerinden birisi doğal, sağlıklı ve besleyici olması.” dedi.
Tüketicilerin beslenme ve sağlık konusunda bilinçlenmesiyle, makarnaya olan rağbetin de arttığını ifade eden Külahçıoğlu, “Makarna Türk mutfağında önemli bir yer tutuyor, tüketimi de her geçen gün artıyor. Kompleks karbonhidratlar sınıfında bulunan makarna, enerji veriyor. Hem bu yönüyle hem de tüketicideki bilinçlenmenin artmasıyla makarnanın sofralardaki yeri de artıyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin, zengin üretim alanları sayesinde her dönem kaliteli besinler üretilen bir ülke olduğunu vurgulayan ve bu besinlerden en önemlilerinden birinin makarna olduğunu kaydeden TMSD Başkanı, AA muhabirine ‘buğdayın makarnaya uzanan serüvenini’ ise şu sözlerle aktardı:
20 saati bulan zahmetli yolculuk
“Hem ekonomik olması hem de barındırdığı besin değerleri dolayısıyla her gelir grubundan ailenin vazgeçilmezi olan makarna, Anadolu’nun bereketli topraklarından elde edilen buğdayın 20 saati bulan zahmetli yolculuğunun ardından sofraları süsleyecek hale getiriliyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla tarlalardan toplanan durum buğdayları, makarnaya dönüşmeden önce ilk olarak üreticilerin beğenisine sunuluyor.
Özel laboratuvarlarda, alanında uzman ekiplerce analiz edilen buğdayların kalitesi ve besin değerlerine göre kabulü sağlanıyor ve makarnanın zahmetli yolculuğunun ilk etabı böylelikle geride kalıyor.
Öğütülen buğday irmiğe dönüşüyor
Kabulü yapılan ve sınıflarına göre ayrılan buğdaylar, temizlendikten sonra “tavlama” olarak adlandırılan süreçte su verilerek bir süre dinlendiriliyor. Sonrasında yüksek teknoloji ürünü aletler aracılığıyla öğütülen buğdaylar, irmik haline getiriliyor.
Dev mikserlerde irmik ile su karıştırılarak elde edilen makarna hamuru, basınç altında preslenerek şekillendiriliyor ve bu süreçte de her bir makarna çeşidi için ayrı ayrı şekil kalıpları kullanılıyor. Fiyonk ve spagetti makarnalar ise farklı makineler aracılığıyla şekillendiriliyor.
Özel ambarlarda soğumaya bırakılan makarnalar, el değmeden aktarıldıkları yüksek ısı üretimine sahip özel makineler aracılığıyla nem oranı düşürülerek kurutuluyor. Soğutulduktan sonra bilgisayar desteğiyle kontrolleri yapılan makarnalar, otomatik dolum makineleriyle yine önceden analizleri yapılan ambalajlara yerleştiriliyor.
Her kesimden sofraların vazgeçilmezi olan makarnanın zahmetli yolculuğunun son evresi olan paketlemede ise çoğunluğu kadın olmak üzere çok sayıda işçi görev alıyor.”