TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2014 yılında 205 milyar lira olan bitkisel ve hayvansal üretim değerinin, geçen yıl yüzde 21,2 artışla 248,5 milyar liraya yükseldiğini; bir yıllık üretim değeri artışının 43,5 milyar lirayı geçtiğini açıkladı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçinin, doğal afetlere ve yapısal sorunlardan kaynaklanan zorluklara rağmen üretimini sürdürdüğünü bildirerek, “2014 yılında 205 milyar lira olan bitkisel ve hayvansal üretim değeri, geçen yıl yüzde 21,2 artışla 248,5 milyar liraya yükseldi; bir yıllık üretim değeri artışı 43,5 milyar lirayı geçti” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2007 yılında 56,8 milyar lirası bitkisel, 47,6 milyar lirası hayvansal üretim olmak üzere toplam üretim değerinin 104,4 milyar lira olan bitkisel ve hayvansal üretimde, bu değerin 2008 yılında 115,3 milyar liraya, 2009 yılında 123 milyar liraya, 2010 yılında 165 milyar liraya, 2011 yılında 191,6 milyar, 2012 yılında 200,8 milyar liraya yükseldiğini belirtti.
2013 yılında 190,6 milyar liraya gerileyen bitkisel ve hayvansal üretim değeri, 2014 yılında 205 milyar liraya, 2015 yılında geçici verilerle 248,5 milyar liraya yükseldiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Hayvansal üretim 128,8 milyar lirayla toplam üretimin yüzde 51,8’ini karşıladı; bu üretimin 73,1 milyar lirasını canlı hayvan, 55,7 milyar lirasını hayvansal ürünler oluşturdu. Bitkisel üretim, 49,1 milyar lirası tahıllar ve diğer bitkisel ürünler, 41,3 milyar lirası meyveler, içecek ve baharat bitkileri, 29,3 milyar lirası sebzeler olmak üzere 119,7 milyar lirayı buldu. Bunlar önemli rakamlar.
Dolardaki artışa rağmen, Türk tarımı 2015 yılında 91,4 milyar dolarlık üretim değeri gerçekleştirmiştir. 2000 yılında Türk tarımının 42,6 milyar dolarlık üretim değeri vardı. Bu rakam 2001 devalüasyonu nedeniyle 28,2 milyar dolara inmişti. 2003 yılında 45,9 milyar dolar olan üretim değeri, 2007 yılında 80,3 milyar dolara ulaştı. TL’nin değer kazanmasıyla üretim değeri 2011 yılında 114,3 milyar dolara kadar çıktı. Ardından dolar kurunda yaşanan yükselişler sonucu dolar cinsinden üretim değeri geriledi. Reel artış sürüyor. 2014-2015 döneminde, bitkisel ve hayvansal üretim değeri, 2015 fiyatlarıyla yüzde 12,2’lik bir artış görülüyor.”
Bir yılda 18 milyar dolarlık sığır, 7,6 milyar dolarlık sığır eti üretildi
Her şeye rağmen, çiftçinin 2015 yılında, canlı hayvan ve hayvansal ürün olarak 18 milyar dolarlık sığır, 7,6 milyar dolarlık sığır eti, 5,6 milyar dolarlık koyun, 4,5 milyar dolarlık inek sütü, 1,6 milyar dolarlık kıl keçisi, 1,4 milyar dolarlık yumurta, 1,4 milyar dolarlık tavuk ürettiğini bildiren Bayraktar, “2015 yılında çiftçimiz, 6,7 milyar dolarlık buğday, 4,5 milyar dolarlık domates, 3,5 milyar dolarlık fındık, 2 milyar dolarlık arpa, 2 milyar dolarlık patates, 1,6 milyar dolarlık mısır, 1,5 milyar dolarlık zeytin, 1,3 milyar dolarlık üzüm, 1’er milyar doların üzerinde kütlü pamuk, elma, biber, ayçiçeği üretimi gerçekleştirdi” dedi.
Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Koyun eti üretimi 709 milyon doları, bal üretimi 649 milyon doları, koyun sütü üretimi 503 milyon doları bulmaktadır. Bitkisel ürünlerden şeker pancarında 976, cevizde 965, Antep fıstığında 939, yaş çayda 782, salatalıkta 769, kirazda 674, kayısıda 661, karpuzda 653, çeltikte 622, taze fasulyede 559, kuru soğanda 514, kavunda 468, nohutta 464, nektarin dahil şeftalide 453, portakalda 408, patlıcanda 390, kuru fasulyede 385, çilekte 368, tütünde 325, armutta 324, incirde 318, limonda 276, mandalinada 273, kırmızı mercimekte 261, lahanada 251, marulda 227, erikte 214, yerfıstığında 213, bademde 211, muzda 208, kestanede 195 milyon dolarlık üretim var.
Kuru sarımsak, havuç, narda üretim değeri 150 milyon doları geçiyor. Kırmızı biber, vişne, çerezlik kabak, kabak, ıspanak, taze soğan, pırasa ve karnabaharda üretim değeri 100-150 milyon dolar arasında bulunuyor. Taze barbunya fasulye, çavdar, dut, haşhaş tohumu, yulaf, soya, ayva, bamya, taze bezelye, kolza, kültür mantarında üretim 50-100 milyon dolar; enginar, haşhaş kapsülü, maydanoz, turp, greyfurt, balkabağı, susam, kivi, dane fiğ, brokoli, tritikale, kimyon, taze bakla taze sarımsakta 25-50 milyon dolar arasında üretim değeri mevcut. Kekik, taze börülce, yeşil mercimek, aspir, nane, anason, Trabzon hurması, acur, kızılcık, kök kereviz, ahududunda üretim 10 milyon dolar ile 25 milyon dolar arasında bulunuyor. Keçiboynuzu, yenidünya, hayvan pancarı, zerdali, roka, iğde, tere ve dereotunda ise üretim 5 milyon doların üzerinde yer alıyor.”
“Market fiyatlarıyla üretim değeri 200 milyar dolara yaklaşır”
Bütün bu üretim rakamlarının üretici fiyatları üzerinden hesaplandığını vurgulayan Bayraktar, “bu fiyatlar üretici fiyatları. Tarladan markete fiyatın bazı ürünlerde 4-5’e katlandığı, ortalama bazda en az 2’ye katlandığı göz önünde bulundurulursa, 91,4 milyar dolarlık üretim değerini ikiye katlamak gerekir. Market fiyatlarıyla bir hesap yapılsa tarımsal üretimin değeri 200 milyar dolara yaklaşır” dedi.
Tarımın, stratejik bir sektör olarak tıpkı enerji gibi insanlık için çok önemli olduğuna, Türkiye açısından öneminin daha da büyüdüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türkiye için tarım hayatidir. Kış aylarında 4,8, yaz aylarında 6 milyon insan tarımda istihdam edilmekte, 17-18 milyar gıda ve tarım ihracatı yapılmaktadır. Tarımın milli gelire katkısı her ne kadar yüzde 7,6’da kalsa da başta gıda sanayi, tekstil konfeksiyon sanayi olmak üzere, ulaştırmadan finansa kadar hemen her sektöre çok büyük katkıları vardır. Ülke ekonomisine, diğer sektörlerde yarattığı katma değer, istihdam nedeniyle yüzde 7,6’nın çok çok üzerinde katkı yapar.
Tarımda sağlıklı büyümenin sürmesi için…
Türk ekonomisinin temelinde tarım vardır. Tarımsız bir Türk ekonomisi düşünülemez. Tarımda sağlıklı büyümenin sürmesi için üretimi dengeli bir şekilde artırmak gerekir. İç pazar ve dış pazar ihtiyaçlarına göre üretim yapılmalıdır. Aksi takdirde stok fazlası tarım için daha yıkıcı etkiye yol açıyor. Bunu başta patates olmak üzere çeşitli ürünlerimizde görüyoruz. Üretimin ihtiyacın üzerine çıkması halinde fiyatlar dibe vuruyor. Çiftçi kazanamıyor, emeğinin karşılığını alamıyor hatta önemli miktarda ürün tarlada kaldığı için ülke ekonomisi de kaybediyor. Tükemi de ihracatı da buna bağlı olarak üretimi de artırmak, arz fazlası yaratmamak temel amaç olmalıdır. Özellikle pazarda talep gören, dayanıklılığı fazla, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek, tarım ve gıda sanayi entegrasyonunu mükemmel bir şekilde sağlayarak, ham ürün yerine yarı mamul veya mamul ürün ihracatına ağırlık vermek, hem sektöre hem de ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacaktır. Üretim artışı için verim artışı şarttır. Sulama yatırımlarının tamamlanması verimi artıracak, katma değeri yüksek ürünlerin daha fazla ekilmesine imkan verecektir. Parsel ve işletme büyüklüklerinin optimal seviyeye çıkarılması birim başına giderleri azaltacak, verimli ve karlı üretime imkan tanıyacaktır.”