Avrupa Birliği ülkelerinde görevli Amerikan Büyükelçilerine gönderilen e-postaların medyaya sızdırılması, TTIP görüşmelerinde her iki taraf için de gerilimin had safhada olduğunu gösteriyor.
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması görüşmelerinde ilerleme kaydedilememesi Avrupa Birliği ve Amerika arasında gerginliğin artmasına neden oluyor. Kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmeler ile ilgili bilgiler sınırlı olsa da, Politico internet sitesinde yer alan habere göre, her iki tarafının gönderdiği sert ifadeler içeren e-postalar son zamanlarda gerilimin iyice tırmandığını gösteriyor.
Avrupa Komisyonu tarafından 27 Mayıs tarihinde 28 Avrupa Birliği ülkesinde görevli Amerikan Büyükelçilerine gönderilen e-postada, Amerika’nın TTIP görüşmeleri konusunda yaklaşımı değişmediği sürece Başkan Barack Obama’nın görev süresi bitmeden (2017 Ocak) anlaşmaya varılamayacağı uyarısı yer alıyor.
Amerika Başkanlık yarışında yer alan iki önemli isimden birinin Başkanlığı devralmasının ardından anlaşmanın imzalanması şimdilik neredeyse imkansız gibi gözüküyor. Anlaşmaya karşı olduğunu daha önce defalarca belirten Donald Trump, yapmış olduğu açıklamada anlaşma için “çılgınlık” değerlendirmesinde bulunmuştu. Solcuların tepkileri nedeniyle Demokrat Parti adayı Hillary Clinton da ticaret anlaşmasından desteğini çektiği yönde açıklamalarda bulunmuştu.
Komisyon tarafından iletilen e-postada ayrıca, Avrupa Birliği Büyükelçisi Anthony Gardner, Avrupa’da görev yapan meslektaşlarına geçen haftalarda göndermiş olduğu “oldukça tuhaf” e-posta nedeniyle sert bir şekilde eleştiriliyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde görevli Amerikan Büyükelçilerine gönderdiği e-postada Gardner, Avrupa Tarım Komisyonu Başkanı Phil Hogan’ı “basında yer alan bir dizi yanıltıcı beyanı” nedeniyle eleştirmiş ve e-postada söz konusu beyanların detaylı bir listesine de yer vermişti.
E-posta savaşları, TTIP görüşmeleri ardındaki politikaların gitgide daha fazla endişe verici boyuta ulaştığını gösteriyor, her iki taraf da önemli politik alanları işaret ederek, karşı tarafın görüşmelerde iyi niyet göstermediğini ima ediyor.
En hararetli tartışmalar tarımda
Görüşmeleri devam eden anlaşmanın 27 bölümü arasında tarım en hararetli tartışmaların yaşandığı bölüm konumunda. Her iki taraf da tarım konusunda güçlü yerel lobilerin baskısı altında.
Meslektaşlarına göndermiş olduğu e-postada Gardner; “Özellikle tarım gibi zorlu konularda fikir ayrılıkları normal olsa da, bu görüşler özel görüşmelerde dile getirilmeli.” ifadesine yer veriyor.
Gardner e-postada ayrıca; “Avrupa Birliği gümrük tarifeleri Amerika gümrük tarifelerinin 2 – 3 katından daha fazla ve Avrupa Birliği tarafından uygulanan tarife dışı engeller önemli ihracatlarımızdan çoğunu neredeyse bitirdi.” ifadesinin Amerika’nın görüşü olduğunu belirtiyor.
Gardner tarafından gönderilen e-postalara cevap niteliğindeki Komisyon e-postasında ise, Avrupa için önem arz eden konuların Amerika tarafından ciddi bir şekilde ele alınmadığı görüşü yer alıyor.
Görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle Amerika’yı suçlayan Komisyon, e-postada “Coğrafi işaretler, şarap ve tarife dışı engeller gibi Avrupa Birliği tarımı açısından öneme sahip konularda Avrupa Birliği önemli bir ilerleme kaydedildiğini göremiyor.” ifadelerine yer veriyor.
Politico internet sitesinde yer alan habere göre, Hogan’ın ofisinden gönderilen Gardner’ın iddialarına cevap niteliğindeki e-postanın içeriği pek çok Komisyon bölümünden onay aldı ve Başkan Jean-Claude Juncker’ın ofisi de gönderilmeden önce bu e-postadan haberdardı.
Amerika’dan ticaret alanında yetkili bir ismin Politico internet sitesine yaptığı açıklama ise Obama yönetiminin son zamanlarda Avrupa Birliğinde yaşanan gelişmelerden dolayı endişeli olduğu yönünde.
Avrupa Birliği kendi içinde birlik olabilecek mi?
Avrupa Birliği bir yandan Amerika ile e-posta yoluyla söz düellosuna girmişken diğer yandan TTIP konusunda kendi içerisinde birlik olma çalışmaları yürütmeye çalışıyor.
Amerika ve Avrupa Birliği ilişkileri açısından bir zamanlar potansiyel bir zafer olarak kabul edilen TTIP konusunda şimdi pek çok Avrupa ülkesi desteklerini çektikleri izlenimini veriyor. Avrupa Komisyonu ise tartışmalı anlaşma konusunda ülkelerden destek bulma çabasında.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker bu ay sonunda gerçekleşecek olan Avrupa Birliği liderler zirvesi öncesinde Fransa’nın desteğini tekrar kazanabilmek amacıyla Fransız yetkililerle gerçekleştirilecek bir toplantıya katılmak üzere Paris’e hareket etti.
Almanya sosyalistlerinin ve Fransa hükümetinin günden güne dozunu arttıran muhalefetleri karşısında Juncker, tüm Avrupa Birliği üye ülkelerine ay sonunda gerçekleşecek zirvede anlaşmaya bağlılıklarını tekrar onaylamaları çağrısında bulundu.
Komisyon, tüm ülkelerin “aynı doğrultuda ilerlediklerini” göstermeleri gerektiğini savunuyor. İronik bir şekilde yurt içindeki muazzam muhalefete karşı İngiltere hükümeti anlaşmanın en büyük destekçisi konumunda.
Komisyon, anlaşmada bir sonuca varabilmek için gerekli politik desteğin arttırılamaması durumunda ABD Başkanı Barack Obama yönetimi süresi içerisinde anlaşmanın imzalanamayacağı endişesini taşıyor.
Avrupa turunun Stockholm ayağında yaptığı bir konuşmada Amerika Ticaret Temsilcisi Michael Froman, bu yıl anlaşma sağlanamaması durumunda bir “B Planının” olmadığı uyarısında bulunmuştu. Froman; “Ya dünyanın kurallarını belirlemeye yardımcı olmak için beraber çalışırız ya da bu rolü başkalarına bırakırız.” açıklamasında bulunmuştu.
Atlantik’in her iki tarafında yetkililer yıl sonundan önce bir anlaşmaya varılabilmesi ve anlaşmanın Avrupa ve Amerika’da yasama organları tarafından onaylanması için yeterli zamanın kalmadığı görüşünü paylaşıyorlar. Avrupa Birliği yetkilileri yapmış oldukları açıklamalarda Temmuz ayından önce bir çalışma metni üzerinde anlaşmaya varmayı umduklarını belirtmişlerdi. Ancak bu oldukça zorlu bir mücadele olacak gibi gözüküyor.
Fransa’da tarım sektörünün zarar göreceği ve Fransız tarımsal ürünlerinin yeterli düzeyde korunmayacağı endişeleri ülkede anlaşmaya karşı çıkanların sayısında artışına neden oluyor.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande yaptığı bir açıklamada; “Bir anlaşmaya varmak için çıkarlarımızdan ödün vermek söz konusu olamaz. Ulusal markalarımız mirasımızdır” ifadelerine yer vermişti.
TTIP anlaşmasının tarım ve coğrafi işaretler üzerinde etkileri konusunda çekinceleri bulunan bir diğer ülke Yunanistan. Yunanistan hükümeti, coğrafi işaretlerin yüksek seviyede korunması sağlanmadığı takdirde Amerika ve Avrupa Birliği arasında görüşmeleri süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nı (TTIP) veto etmeye hazır durumda.
Almanya’da ise Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel geçen hafta bir gazeteye verdiği röportajda, Başbakan Angela Merkel’i TTIP’nin bu yıl sonuçlandırılması gayreti nedeniyle eleştirdi.
Financial Times’a konuşan Amerikalı bir yetkili ise; “En kibar şekli ile son haftalarda Avrupa’da birbirinden çok farklı bildiriler aldığımızı ve bunlara bir anlam vermeye çalıştığımızı söyleyebilirim. Haziran ayı sonunda Brüksel’den çıkacak mesajın, tüm Avrupa’nın TTIP’ye bağlılığının açık bir delili olmasını umuyoruz.” açıklamasında bulundu.